26 Nisan 2014 Cumartesi

Necmiye teyzenin bahçesi ve kahvaltı 1


Nasıl şükretsem ne kadar şükretsem de bu nimetin şükrünü eda edemem ama yine de bu nimeti verene 

 binlerce şükürler olsun.Yıllarca komşu hasreti çekip sonra böyle tatlı ton ton bir teyzeye komşu olmak ve bu 

teyzenin cennet gibi bir bahçesi olması bal üstüne kaymak misali oldu bana.





" Aç kapıyı ben geldim " komşu demeler çoğumuz için mazi de kaldı.Ama buna her zaman ve  bazen şiddetle

ihtiyaç duyarız.Kapısını çalacak bir komşu yada kimsemiz yoksa gurbet,hasret,özlem tavan yapar ve duygu

dünyamız dibe vurur.


Bu eve taşınırken 10 yıl kaldığım artık  memleketim dediğim her köşesi acı tatlı günlerimin hatırasıyla dolu bir 

sürü arkadaşımın dostumuz dediğimiz insanlardan ayrılmanın büyük hüznü ve üzüntüsü içindeydim.



Yeni ev içinde çokça dua ettim kapısını çalabileceğim  derdimi söyleyebileceğim komşularım olsun 

diye.Nitekim istediğimden fazlası oldu.


Necmiye teyzenin bahçesi yol üstünde ve aramızda bir bina var.Nereye gitsek önünden mutlaka geçiyoruz.Bir 
yıldır Çok istememe rağmen Necmiye teyzeyle karşılaşmadım tabiri diğerle karşılaştırılmadım.Bahçe her 

mevsimde ayrı güzelleşiyor ve ben bahçeye giremediğim için içim içimi yiyor.her gün bahçenin güzelliğini eşime 
anlatıp teselli buluyorum.Kendi içimden de çokça dua ediyorum.İnşallah bahçe sahibiyle tanışıp komşu oluruz 
da bu bahçede bolca çay içip zaman geçiririm.

                   Duam bu ilk bahar da kabul oldu.Çiçekler açtığında necmiye teyzeyle tanış(tırıl)dım.Beni aldı bir telaş bahar çabuk geçer çiçekler hemen solar bilirim, ne yapsam, ne etsem de çokça fotoğraf  çeksem diye kafamda projeler üretiyordum ki kara haber geldi...


Canım dan çok sevdiğim ve sevdiğimiz biricik yeğenim (annem,babam,kardeşim,abim ,ablam,gurbeti sıla yapan dert ortağım) kısaca herşeyim dediğim ablamın oğlunun vefat haberiyle baharımız kış oldu.


Dünyalık  anlamını yitirdi anlamsızlaştı herşey.Yönümü şaşırdım adeta.Yaşayan ölü cümlesi tam beni ifade etse 
de hayat devam ediyor dediğimiz şey bu olsa gerek.Taziyeden sonra hayattaki rutinimize yine dönsem de

 içimdeki, duygu dünyamdaki eski rutinime dönmem artık mümkün değil olmayacakta çünkü puzzle'n 
en büyük  parçası yok.




Hayat devam ediyor dedim ya...  Her gün işe gidip gelirken Necmiye teyzenin bahçesinin önünden geçip 

gidiyorum ama pek bir umarsız , umursamaz ve hatta küsmüş bir şekilde.Yasıma ortak olsun istiyorum her şey 
ve herkes.Gök kararsın, güneş çıkmasın, güller açmasın, İnsanlar gülmesin...


 Uzun süre bahçenin önünden geçerken hiç bakmadım, bakamadım, bakmak istemedim, küstüm adeta.onlar da

 beni barıştırmak için ellerinden geleni yaptılar.Her gün farklı renkli bir gül açıyor ve sabah akşam beni

selamlıyorlar ama bende tık yok.Takii Necmiye teyze selam verip bizi içeri davet edene kadar.



Nerelerdesiniz diye sordu Necmiye teyze.Fidanımızı, biricik gülümüzü toprağa verdiğimizi söyleyince çok 

üzüldüler. Acımızı paylaşınca   hafifletmek adına kendi hayatlarındaki yaşadıkları acıları anlattılar teselli 

ettiler.İçecek bir şey ikram etmek istediler acelemiz olduğunu söyleyince Cemil amca ; bari taze yumurta 

vereyim kahvaltıda yersiniz dedi.Elimiz mahkum kabul ettik ve aldık.Onların konuşmaları bana iyi gelmişti..O 

günden sonra bahçede Necmiye teyzeyi aradı gözlerim.Bir gün işten gelirken gördüm bahçede olduğunu ve 

girdim içeri.Necmiye teyze sanki beni bekliyormuş gibi mutlu oldu ve itiraz istemiyorum bir kahve içelim 

dedi.Zaten bende böyle birşey istiyordum. bahçeye bakınırken kahvemiz de geldi.Kahve bahane sohbet 

şahane misali... olsa da kayıpların verdiği acılar bizi güzel bahçeden uzaklaştırdı.Necmiye teyze de en büyük 

acı kaybını 27 yıl önce 26 yaşındaki kardeşinin vefatını  anlattı.


 damdan düşeni damdan düşen anlar misali necmiye teyzeyi daha yakın hissettim kendime ve bahçeylede barışmıştım o gün.Necmiye teyzeye kahvaltı yapmayı teklif ettim sağolsun kabul etti.


Cumartesi sabahı saat 10 da kahvaltıda buluştuk.Hava yağmurlu olduğu için balkonda yaptık kahvaltımızı.Sonrasında  aldım makineyi bastım deklanşöre ama nafile doyamıyorum çekmeye bir de yağmur yağdı.Gül yapraklarındaki görsel şölen aklımı başımdan aldı adeta.Utanmasam bir gülün abartısız bin tane fotografını çekerim.


Mehmet Emin Ay'ın "Güllere vurgunum "ezgisi bana hep iyi gelir bugünde bahçeyle, derdimle bütünleştiği için çok iyi geldi.

Güller ağlar bana bu derdi güller anlar,
Bana güllerimi, güllerimi verin.
Güller ağlar bana bu derdi güller anlar,
Bana güllerimi, güllerimi verin.
***
Gün olur yaprağı düşer güllerin,
Bu can ten evinden çıkar giderim,
Sevdam güle döner ben de gülerim,
Bana güller derin, kırmızı güller verin.
***
Güller ağlar bana bu derdi güller anlar,
Bana güllerimi, güllerimi verin.
Güller ağlar bana bu derdi güller anlar,
Bana güllerimi, güllerimi verin.

Kahvaltıdan bir kare de paylaşıp yazımı sonlandırırken daha bu başlangıç bundan sonra Necmiye teyzeyle daha çok çay içip kahvaltı yapacağımızın haberini de vermek istiyorum.Güzel yorumlarınızla bize eşlik edebilirsiniz.Her şeyin gönlünüzce olması dileğiyle...