30 Eylül 2014 Salı

Ağustos böceği mi? karınca mı? Anne olmak mı?

     


        Tam  güzel  güzel  ümitler yeşertirken içimden bir ümitsizlik ki dibe vuruyorum.Kötüdür dibe

vurmalarım  hiç sevmem  sevemem, bakmam aynalara bakamam.Her şey bir eziyete dönüşür her şey

eziyet gibi gelir. Konuşmak,gülmek ,oturmak,kalkmak ve dahi yemek yemek.   Tam bir çekilmez

olurum  etrafımdakiler için.Aslında  çok büyütecek bir şey yoktur  o an hayatımda  ama dünya

başıma yıkılmış kadar harap olurum. Bugün kızı bizde mi diye sormaya gelen komşuma nasıl bir yüz

ifadesiyle   cevap verdiysem  rahatsız ettim kusura bakma dedi.Ne kusuru  ne rahatsızlığı dedim ama

belli ki yüz ifadem öyle demiyordu .Sinir stresimi  evdeki küçük adam dan çıkarmak en kolayı.Hadi

gel ödevini yap.Şimdi canım istemiyor sonra yaparım. O zaman tv de yok,dışarı çıkmak ta yok .

       Bazen  dalıp sonra   derin bir offfffff  çektim mi  ne oldu anne içine hava  mı doldu diyor  hem

içimdeki karamsarlığın farkına varmadığı için hem de her hareketimi  önemsediği için mutlu

oluyorum ve sıkıca sarılıp öpüyorum  iyi geliyor tabii  bir daha bir daha yapınca çok bir şeyim

kalmıyor  sonra güle oynaya ödev yapıyoruz.Eğer  derin oflarımı büyük adam duyarsa  sağolsun  oda

ilgileniyor kendi çapında ne oldu bugün canını sıkan bir şey mi oldu. Yok.Yine neye sıkıldın deyip 

derdime derman olmaya çalışır ama nafile.

                        
 
                        Bana eski günler lazım  birde şimdiki aklım diye bir ibare okuyorum  ah keşke

diyorum  sonra  yok yok şimdiki aklımı istemiyorum  zaten beni bu hale getiren o değimli 

diyorum.Ne güzeldi eskiden  nerde sabah orda akşam , buldun ye bulamadın dua et.Yatağım  olmasa 

uyuyamam  annemlere de gitsem evime gelir yatarım diyen insanları  içten yadırgar  ve hiç 

anlayamazdım  bu yaza kadar.Yaz tatilinde anneme  evimi çok özledim ama en çokta yatağımı 

deyince annem bana içten hak veren gözlerle cevap verdi evet  misafirlikte kuş tüyün de de yatırsalar 

yatağını arıyor   ve özlüyor insan  dedi.

              Sahi ağustos  böceği ile karınca hikayesin deki ağustos böceğinin sonunu bilen var mı? 

Hikayedeki  bütün espri  ağustos böceğinin karıncaya muhtaç olması mı yani.Şimdiye kadar ki

 hayatımı  ağustos böceği  kafasında geçirdim de.Para biriktirmek, ev almak ,dolaba kışlık erzak 

doldurmak  gibi dertlerim hiç olmadı  ama şimdi var ve alışık olmadığımdan olsa gerek bünyem 

kabul etmiyor.
           

             Taktım mı takıyorum işte soldan soldan geliyorlar.Niye hala koltukları 

değiştirmiyoruz,Çocuğun  odasını  bu yılda erteledik zaten bu  ev küçük sıgamıyorumla  aklımı 

başımdan alan   bir sürü boş  düşünce.Savaş  mağdurlarına gidiyor aklım  empati kurmaya 

çalışıyorum(sıcak evde ,karnım tok sırtım pek ne kadar olursa  artık) o zaman çok lüks geliyor her şey şükrediyorum  ve dua…

           Aslında her şeyin farkındayım  yada öyle olmaya çalışıyorum.Gören gözün ,İşten kulağın  ve 

saat gibi çalışan bütün azaların sevdiklerimin ve beni sevenlerin .Ama  geldi mi geliyor işte oturuyor 

yüreğimin ta orta yerine ha boğdu ha boğacak gibi.


Siz de havalar nasıl???

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder