29 Eylül 2013 Pazar

PAZAR KAHVALTISI VE BİR ANI

  
Pazar günü güzel bir kahvaltı masası herkesin en çok sevdiği ve istediği şeylerden biridir.Evin annesi veya kahvaltı hazırlayını sizseniz bu sizi çok mutlu etmeye bilir.Kahvaltı alışkanlıkları kişiden kişiye değişir bizim evde olduğu gibi.Ben bir veya iki çeşit hadi bilemedin üç çeşit kahvaltılıkla kahvaltı yaparım çok fazla karıştırmayı sevmem tuzluları önden yerim sonrada reçel türü tatlılarla sonlandırırım kahvaltıyı.Ama eşim öylemi;kahvaltı (yemekte olabilir) önce göze hitap etmeliymiş, önce gözünü gönlünü doyurup sonra mideni doyurmalıymış.Pazar kahvaltısı veya özel gün kahvaltılarında bolca çeşit olmalımışşşşşşşş...

 Annemden    kalan en  güzel miras hazır gıda tüketmeye meraklı olmamak.Marketten alınan  şeylerle kahvaltı masası donatmak  hiç arzu etmediğim birşey.Onlarla  donatacağım bir masadan çok evde yaptığım mis gibi menemeni tercih ederim.Ama evde çocuk da varsa bu biraz zor.Çünkü bunca yıldır eşimi  ikna etmişim doğal yiyecekler konusun da adamcağız da ses çıkarmamış ve biz mutlu mesut kavaltılar yapmışız.Ne zaman çocuk büyüdü şunu da isterim bunu da isterim dedi bizim kahvaltılarımız değişti.Çünkü bütün kahvaltılıklarım köyden geliyordu,marketten mecbur kalmadıkça almıyorduk.


Tabii bunca yıllık alışkanlıkları değiştimek kolay değil.Köyden gelen lor peynirini(biz çökelek deriz) pek hevesle yemezler çocuk için maydonoz ve dere otu eşim için pul biber kattım ve kurabiye kalıbıyla şekillendirdim ki önce göze sonra mideye hitap etsin.


 Tost ekmeğine fırça ile zeytin yağı sürüp tavada kızarttım.Oğlum önce kokusuna bayıldı sonra da tadına.Başlıkta bir anı dedim ya işte anım bu ekmekle ilgili.Bizim ortaokul lise yılların da kantin de somun ekmeklerin arasına sıvı yağ sürülüp tost makinesinde hafif kızartılıp satılırdı ve biz o ekmeğin müptelasıydık.Aldığımız yarım ekmeği yaklaşık üç veya beş arkadaş seve seve paylaşarak yerdik çünkü hergün herkes alamazadı.Lisedeki arkadaşlarımla her görüştüğümüzde o ekmeğin tadının hala damaklarımızda olduğunu evde en güzel yağlarla en güzel kaşarlarla yaptığımız ekmeklerin o tadı vemediğini konuşuruz.Şimdi anlıyorum ki o tadı veren paylaşmakmış.

   Gördüğünüz maydonoz ve dereotu çiçek niyetine masaya konumlandırldı.Görüldüğü üzere o kadar göze gönle hitap eden bir masa hazırlayamadım ama fikir olsun diye  fena değil.

 Sizinde  paylaşacağınız  yemek anılarınızı  okumak bana büyük zevk verecektir.Özellikle lise ünüversite ve komşularla yaptığınız unutamadığınız paylaşılarınızı bekliyorum.

26 Eylül 2013 Perşembe

BROWNİ TADIN DA ISLAK KEK

                 

Kek ve çikolata sevmeyen çok az insan tanıyorum.İkisi bir aradaysa keyifler katmerleniyor adeta.Çoğu zaman  gözümde çok büyütüyorum kek yapmayı ama yaptıktan sonra hep aynı cümleyi kuruyorum çok kolaymış keşke iç eksik etmesem diye iç geçiriyorum.Evde çocuk varsa ve hazır gıdalardan yedirmek ismiyorsanız fırında mutlaka birşey olmalı.Bizde çikolatalı herşey çok sevilir şimdi bu tariflerimi artırma derdindeyim ve daha zevkle çalışmak   hoş süprizler yapmak içinde değişik kek kalıpları alıyorum.Bu kalıpta onlardan biri.Aynı kek tarifini farklı kalıplarda yaptığınızda ev ahalisi her seferinde farklı birşey yedeğini zannedip maximum mutlu oluyor.








22 Eylül 2013 Pazar

PAZAR KAHVALTISI VE PATATES KIZARTMASI

        Evin Annesi sonbahar temizliği yaptığı için sabah kasları tutulmuş bir şekilde uyanınca istediği bir kahvaltı masası hazırlayamamıştır ama patates kızartmasıyla ev halkını simitlede kendini mutlu edip güzel bir kahvaltı yapmışlardır.Darısı bu satırları okuyan herkese...

20 Eylül 2013 Cuma

Fındıklı kek ve bir başarı hikayesi


Sogukların yavaş yavaş gelmesiyle çayın yanına kekte isteniyor.Gün içinde hem evdekiler için atıştırmalık olsun  hemde çayın yanında güzel olur, yada kek yapmak için bir bahanem olsun diye şöyle kokulu kokulu  keklerden yapıp evdekileri uyandıklarında mis gibi kek kokularıyla karşılamayı çok arzu ediyorum.Bunu yapabilmem için içimdeki korkuları geçmişteki başarısız kek denemelerimi bir kenara bırakıp yeni bir sayfa açmam lazım.Çünkü yedi yıllık evliliğimiz de benim kekler hep yandı.Artık bu yıl sadece keki yakıyor diye fırını değiştirmeyi düşünürken bugün son bir şans verdim ve sonuç harikaydı bir süre gözlerime inanamadım.(Eşim de akşam keki gördüğünde aaa bu sefer başarmış diye geçirmiş içinden)Bu sefer keki fırının en üst rafına yerleştirdim ve düşük  ısı da pişirdim.Kokulu bir kek yapmak için malzemem eksikti şimdi bununla idare edicem ilk fırsatta bir tane limonlu kek yapmayı diliyorum.Yeni fındıklar geldi eskileri tüketmenin en güzel yolu kek yapmak.Tarif Oktay ustadan olduğu için içim rahat bir şekilde tavsiye ediyorum.
Gereken malzeme
        3 yumurta
        1 su bardağı süt
        1 su bardağı sıvı yağ
        1,5 su bardağı şeker
         yaarım su bardağı çekilmiş fındık
         1 paket vanilya
         1 paket kabartma tozu
         8 yemek kaşığı un
HAZIRLANIŞI
              Karıştırma kabına yumurtaları kırıyoruz,şekeri ilave edip beyazlayana kadar çırpıyoruz.
              Üzerine sıvı yağ,süt,fındık,vanilya, k.tozu ve unu ilave ederek karıştırmaya devam ediyoruz.
               Yağlanmış kek kalıbına harcımızı döküp 180 derecelik fırına verip pişiriyoruz.Afiyet olsun.

18 Eylül 2013 Çarşamba

ETİMEK TATLISI

























Etimek tatlısının adı geçince Eşimle önceleri çok gülerdik şimdi gülümsüyoruz tatlı bir anı olarak kaldı mazide.Evliliğimizin ilk ayları günlerden pazar evdeyiz canımız ev yapımı tatlı istedi.En kolayın dan bir etimek tatlısı yapayım dedim.İnternete bakmadan yaptım.Etimeklere şerbeti döktüm krem şantiyi üzerine sürdüm dolaba attım sabırsızlıkla bekliyoruz soğusun.Dolaptan çıkarınca bir de ne görelim etimekler taş kesilmiş krem şanti de varla yok arası bişey kalmış.O an duygularımız çok karıştı.Küçük bir şoktan sonra toparlandık.Sinirler gerildi ama elden bişey gelmiyor.Ben yumuşak olanlarla tatlı isteğimi biraz dindirsemde eşim yemedi.Ama şimdi canı tatlı istediğinde etimekli tatlıdan yaparmısın diyor.
             O gün ve ogünden sonra anladım ki elinde garantili tariflerin olmalı canın istediğinde veya misafir geldiğinde  hemen yapabileceğin.Tabanı Etimekli ve bisküvili  tatlılar işi kolay kılıyor.
             Dünde oğlumla evdeyiz ve canımız tatlı istiyor yeni bir tarif  denemeye sabrımız olmadığı için hemen etimek tatlısını yaptık yedik ve çok mutlu olduk.Tatlı kimi mutlu etmez ki??? Kendini ve sevdiklerini mutlu etmek isteyenler için garantili bir tatlı.

           
gereken malzemeler:
  • 10-12 tuzsuz etimek
  • 2 su bardağı toz şeker
  • 750 gr. süt (3,5 su bardağı)
  • 3 tepeleme yemek kaşığı un
  • 2 paket vanilya, 2 su bardağı süt (750 gr'dan ayrıca)
  • 2 paket krem şanti
  • 2 su bardağı su
  • hindistan cevizi
hazırlanışı:
  1. Etimekleri dikdörtgen bir borcama dizin
  2. 2 su bardağı toz şekeri tencerede biraz yakın ve üzerine 2 su bardağı su ekleyip şekerle eriyene kadar kaynatın (suyu ilk döktüğünüz de şeker sertleşecek korkmayı karıştırarak eribilirsin
  3. Şerbeti etimeklerin üzerine gezdirerek dökün 
  4. 750 gr. sütü un ve vanilya ilavesiyle muhallebi gibi pişirin. etimeklerin üzerine sürün
  5. 2 su bardağı sütle krem şanti hazırlayın, en üst kata da bu krem şantiyi sürün. hindistan ceviziyle  veya çikolatalı sosla süsleyin...




11 Eylül 2013 Çarşamba

AĞAÇ KÜTÜĞÜ VE FOTOGRAF AŞKI

En son canınız neyi çok istedi olsa yeseniz içiniz buz olacak mutluluktan dört köşe olcağınız  birşey benim için ağaç kütüğü fotografı çekmek.Bu ağaç kütüklerini o kadar uzun zamandır istiyorum ki birkaç hatıram da oldu ama bir ağaç kütüğü fatografım olmadı.Bir kurumuş ağaç kesildiğini görsem hemen yanın bitiveriyorum ama sonuç hüsran ;çünkü benim istediğim şekiller meşe ağacında varmış.

 Bugün markete giderken bide ne göreyim karşıda oduncu küçük bir sevinç şoku geçirdikten sonra dönüşte bütün cesaretimi toplayıp istediğim ağacı sordum.O kadar kütük içinde tam istediğim gibi olmasa da bu isteğimi giderecek bitane alıp eve geldik.Bu akşam misafirim var ben kütük resmi çekiyorum:))


Bu aralar beni bıraksalar bütün dünyanın fotografını çekemem belki ama dünya kadar fotograf çekebilirim hiç sıkılmam, yorulmam  vede  açıkmam.



Duygularınız hissetiklerinizi  benim için önemli içinizde tutmayın yazın buraya.

KAHVALTI MASASI


  














    En güzel sohbetler kahvaltı masasın da daha çok oluyor bizde üstüne keyif çayıyla birlikte okunan gazete bal kaymak gibi geliyor bana.Aslında uzun yapılan kahvaltılarda mide den çok gözüm ve ruhum doyuyor.Sakin hazırlanmış bir kahvaltı masası sıcak ekmek ve simitler hep hayelleri süsler.
 Yaz bitmeden domates salatalığın bol olduğu kahvaltılar yapmak istiyorum.
Bu masa fotograf çekmek için hazırlandığı için muhabbet edecek kimse yoktu  bende telefonla sevdiklerimi arayıp karşımdaymış  gibi muhabet edip kahvaltımı yaptım.

10 Eylül 2013 Salı

Çilekli birgün


 Mayıs ayında ilk çilekler çıktığında fotograf makinem olmadığı için çilekleri çekemiyorum diye için için nasıl üzüldüğümü bir ben biliyorum çünkü kimseye söylemedim.İnternette gezinirken çilekli fotoğraflara bakarken nasıl iç geçirdiğimi utanmasam ağlayıp rahatlayacağım duygu dolu anlarımı hatırladım.Fotograf makinem yok derken profesyonel olanından yok ve üç tane makine kaybetmiş kişi olarak aile bütçesinden böyle bir makine almak kesinlikle tehlikeli ve yasaktı.Ben ikinci el bir makineye de razıydım ama alan yok.Bir şeyi her gece rüyanda görecek kadar istersen olur ya, işte bende tam öyle ;her gece rüyamda fotograf makinesi görüyorum eşime anlatamıyorum tabii ama anlatığım biri vardı.Boşuna anlatmamışım ya halime acıdı ya halimden anladıki (genelde ikincisini yapar)Fotograf makinesi alacağını söylediğinde ben o sayfayı nasıl kapamışsam sevinemedim bir süre.Elime geçtiğinde eh biraz ama şimdi duygularımı anlatamam.Işık hüzmelerini çekmesi detayları yakalamak inanılmaz mutlu ediyor.


Eeee makine geldi bu sefer çilek mevsimi geçti.Yine bende bir hüzün çünkü önce şu kırmızıyı bir çekmem lazım işte ogün bugün.

 Bu gün pazar vardı akşamdan o kadar hayal kurdum ki çilekle ne yapacagıma dair erkenden gittim aldım
 O kadar kendimi kaptırmışım  ki güzel çekecem diye tadına bakmayı ancak bir saat sonra akıl edebildim.
 Fotograf çekmek, istediğini yakalamak kolay olmadığı gibi çekilenler arasından  seçmekte bir o kadar zor.
Umarım görünce sizi gülümseten kareler çekmeyi başarmışımdır.Annem olsaydı o çilekler daha yenmez derdi.Kaç tabak değiştirdim, kaç defa elledim saymadım tabii.Biz fotograf çekme serüvenimize devam ederken  size iyi seyirler.Çilek gibi mutlu etmek isterseniz beni bir yorumunuz yeter.

9 Eylül 2013 Pazartesi

BAMYA YEMEĞİ



          Bamya ile evliliğimin ilk yılında kayınvalidemin  bahçesinde tanıştım ve közlenmişini kahvaltıda yediğimde bamya ile ilgili küçükte olsa ön yargılarım son buldu.Zaman zaman duyduğum bamya yapmayı beceremesen salya sümük oluyor söylentilerinden bamya yemeğini  hep geniş  bir zamana erteledim.Bir gün Oktay ustanın programın da öğrendiğim püf noktasıyla heyyyt bamya korksun artık benden dedim ve bamya yemeğini salya sümük olmadan yapacağıma inancım tam oldu.Pazarda güzel bamya görünce hemen aldım ama hemen yapamadım temizlemesi gözümde büyüdü.Pazar günü tam canımız sulu sebze yemeği istedi  ve gecenin 9'da bamyayı öğrendiğim yöntemle ayıkladım ve yemeğini yapıp afiyetle yedik.Nasıl yapıldığını merak edenler için

malzeme:yarım kilo bamya
              2 orta boy domates
              2 orta boy soğan
              1 su bardağı sıcak su
               1\2 çay bardağı sıvı yağ
              1 yemek kaşığı tereyağı
               isteğe göre tuz
Yapılışı: 1) Yağı tencereye alın yemeklik doğradığınız soğanları tencereye alıp karıştırı ve pembeleşene kadar bekleyin
              2)Külah şeklinde temizlediğiniz bamyaları limonlu suda bekletin soğan pembeleşince bamyaları aktarın rengi değişene kadar bamyaları kavurun.
              3)Küp doğranmış domatesleri  aktarın ve fokurdamaya başlayınca sıcak suyu ekleyin.Kısık ateşte yaklaşık 15 dk. piştikten sonra indirebilirsiniz.Afiyet olsun

6 Eylül 2013 Cuma

TATİL BİTTİ EVDEYİZ


Uzun bir tatilden sonra  evimizi okadar çok özledik ki  üç haftadır gelmemize rağmen bugün kendimizi zorla dışarı attık.Hava çok güzeldi yakmayan bir güneş hafif esen bir rüzgar bize eşlik etti.Fotograf makinemizi de yanımıza aldık tabii ve başladık etrafımızdaki güzellikleri çekmeye.



Bu duvar resmini görünce çok mutlu olduk  sonrada çok güldük.Nebil'e nasıl poz verdireyim diye düşünürken bu çocuklar saklambaç oynuyor sende ebe ol dedim nebil kendini öyle bir kaptırdıki gerçek saklambaç oynamaya başladı.Bana kalsa bolca yürüyecektim ama farklı sokaklarda yürümek  nebilde evimizi kaybettik korkusu oluşturduğu için nerdeyse koşa koşa eve geldik.